Aralık 15, 2024

İşe Başlamadan Önce Okunacak Dua

ile Admin

İşe gitmeden önce okunacak dua, işe başlamadan önce okunacak dua, İşe girmek için hangi dualar okunur, Bir işin olması için hangi sure okunur. 

İşe başlarken işinin hayırlı olması ve o gün her şeyin yolunda gitmesin için okunacak olan dua Rabbi yessir duasını okursanız gün içindeki musibetlerden ve olumsuzluklardan sıyrılırsınız. Zor bir işe başlarken okunacak dua olarak da ve yeni bir işe başlarken hayırlı olması içinde bu duayı okumanız hayırlıdır. 

“Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi’l-hayr”

Türkçe Anlamı

“Rabbim! İşlerimi kolaylaştır, zorlaştırma, Rabbim işlerimi hayırla sonuçlandır. Amin!”

Rabbi Yessir Duası Fazileti

Rabbi Yessir Duası, okuduğunuzda üzerinizdeki yükü kaldıracak ve size hayattaki işlerinizde, tercihlerinizde kolaylık sağlayacaktır. Allah insana kaldıramayacağından fazla yük yüklemez fakat bazen insan potansiyelinin farkına varamayacak kadar umutsuzluğa sürüklenmiş olabilir. Bu gibi durumlarda özgüvensizliğe bağlı başaramama korkusu yaşadığınız zamanlar bu duayı okuyup rahatlayabilirisiniz.

Yeni bir işe başladığınızda, yeni bir okula başladığınızda veya önemli bir sınava gireceğiniz zaman bu Rabbi Yessir duası size yardımcı olacak ve ferah hissettirecektir. Allah’tan kolaylık dileyerek bir şey istediğimizde istediğimiz şey hayırlı ise bize muvaffakiyet verip dünya hayatını kolaylaştırdığı gibi ahiret hayatını da kolaylaştırır. Rabbi yessir duası her işe başlamadan önce besmeleden sonra mutlaka okunması gereken bir duadır. Allah Rabbi yessir duası ile işleri kolaylaştırırken kendisine kulluk edecek olan kullarına kapıları sonuna kadar açar.

Rabbi Yessir Duası Ne İçin Ve Ne zaman Okunur

Kur’an-ı Kerim’de geçen ayetlerden birisi olarak bilinir fakat Rabbi Yessir bir ayet değil bir duadır. Rabbi Yessir duası işleri yoluna sokmak, kolaylaştırmak için okunan ve kolayca ezberlenebilen bir duadır. Bu dua okuyan kişiye ferahlama ve rahatlık gelmektedir. Allah bütün Müslüman kulları için kolaylık diler, zorlaştırmak bu dinde yer almamaktadır. Rabbi Yessir duası da Allah’tan yardım dilemek için edilen bir duadır. İnsanlar altından kalkamadığı işlerde ve gücünün yetmediğini düşündüğü zamanlarda Allah’tan kolaylık dilemek için Rabbi Yessir duasını okumalılardır.

Bunun dışında zor işleri kolaylaşması ve başınıza gelebilecek musibetlerden korunmak için ve işin çabuk bitmesi için farklı dualarda okunabilir. Zoru kolaylaştıran dua yeni başlangıç için dua için Tâhâ Suresi 25-28. Ayetleri de okunabilir.

Tâhâ Suresi 25-28. Ayetler

“ …Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli.”

Türkçe Meali

“…Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz. Ki sözümü anlasınlar.” (Taha Suresi 25-28)

Tâhâ Suresi Hakkında

Tâhâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 135 âyettir. İsmini birinci âyetinde yer alan “Tâ. Hâ” mukataa harflerinden almıştır. Bazı kaynaklarda surenin “Mûsâ sûresi” ve “Kelîm sûresi” diye isimlendirildiği de görülür. Mushaf tertîbine göre 20, iniş sırasına göre 45. sûredir.

Hz. Ömer’in bu sûre vesilesiyle müslüman olduğu rivayet edilir. Hâdise özetle şöyle vuku bulmuştur:

Başlangıçta İslâm’ın yaman düşmanlarından biri olan Ömer b. Hattab, Resûlullah (s.a.s.)’i öldürmeye kastetmişti. Ömer bu niyetle yola çıktığında bir adama rastlar. Adam ona: “Sen önce kız kardeşinin ve eniştenin müslüman olduğunu bilmelisin” der. Bunu duyan Ömer doğruca kız kardeşinin evine gider. Orada kardeşi Fatma ve eniştesi Said b. Zeyd’in, Habbab b. Eret’in yanında yazılı bir kağıt parçasından bir şeyler öğrendiklerini görür. Fatma ağabeyinin geldiğini görünce kağıt parçasını hemen bir yere saklamaya çalışırsa da, okunanları duyan Ömer onlara sorular sormaya başlar. Daha sonra eniştesini döver ve kocasını korumaya çalışan kız kardeşini yaralar. Sonunda her ikisi de “Evet müslüman olduk, ne yaparsan yap!” derler. Ömer, kız kardeşinin başından akan kandan müteessir ve müteellim olarak: “Okuduğunuz şeyi bana gösterin” der. Kız kardeşi kağıdı yırtmayacağına dair ondan yemin alır ve “Temizlenmeden ona dokunamazsın” der. Bunun üzerine Ömer (r.a.) yıkanır ve Tâhâ sûresinin yazılı olduğu kağıdı okumaya başladığında: “Ne mükemmel bir şey!” diye nâra atmaktan kendini alamaz. Bunu duyan Habbâb, gizlendiği yerden çıkarak: “Allah’a yemin olsun ki, O sana Peygamberi’nin davetini tebliğe hizmet ettirecektir. Çünkü dün Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’in: «Rabbim, ya Hakem b. Hişâm[1] ya da Ömer b. Hattap’la İslâm’ı teyîd eyle!» diye dua ettiğini duydum. Ey Ömer Allah’a dön, Allah’a dön!” telkininde bulunur. Bu sözler o kadar ikna edici olur ki Hz. Ömer Habbab’la birlikte, İslâm’ı kabul etmek üzere Resûlullah (s.a.s.)’in yanına gider ve kelime-i şehâdet getirerek İslâm’la şereflenir. (İbn Hişam, es-Sîre, I, 271 vd.)

[1] Hakem b. Hişâm, Ebû Cehil diye meşhur olan müşriğin ismidir.

Tâhâ Suresi 25-28. Ayetler Tefsiri

Mûsâ (a.s.) Rabbinden öncelikle risâlet yükünü taşıyabilmek, onun zorluklarına ve insanların eziyetlerine sabredebilmek için göğsünü genişletmesini, yüreğini cesâret ve emniyet hissiyâtıyla doldurmasını ve işini kolaylaştırmasını ister. Çünkü hangi iş olursa olsun, onda başarılı olmanın birinci şartı göğüs genişliğidir. Kişi, Allah’ın izniyle kendinde o işi yapacak bir cesâret ve güvenin olduğuna inanmalıdır. Bu inanç, Yüce Allah’ın peygamberlere ve velî kullarına en büyük ihsanlarından biridir. Dikkat çeken bir durum şudur ki, burada Hz. Mûsâ, Cenâb-ı Hak’tan göğsünü genişletmesini isterken, Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’e katından bir lutuf olarak, onun yalvarmasına ihtiyaç bırakmaksızın: “Rasûlüm! Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” buyurur. (İnşirah 94/1)

İkinci olarak Mûsâ (a.s.) rahat, selis, tesirli ve iknâ edici konuşabilmesi ve söylediklerini insanların kolaylıkla anlayabilmesi için dilindeki düğümü çözmesini ister. Çünkü tebliğde başarılı olabilmek için hem hitâbetin etkileyici, hem de konuşmanın beliğ ve fasîh olmasının çok büyük önemi vardır.

Mûsâ (a.s.)’ın dilindeki düğüm hakkında iki farklı izah yapılır:

›        Bu, Cenâb-ı Hakk’ın onun dilinde yaratmış olduğu ve rahat konuşmasına engelleyen bir düğümdü.

›        Rivayet göre Hz. Mûsâ, sarayında ihtimamla büyütülen bir çocukken Firavun’un kendisini kucağına aldığı sırada ona bir tokat vur­du, arkasından sakalını tutup yolmaya başladı. Firavun, hanımı Âsiye’ye: “Bu benim düşmanımdır” deyip onun öldürülmesini emretti. Asiye ise: “Sakin ol, o daha küçük bir çocuktur. Eşyayı birbirinden ayırt edemiyor” dedi. Sonra bunu ispat için iki leğen getirtti. Bun­lardan birisine kor ateş, diğerine mücevher koydurdu. Cibrîl, Mûsâ’nın eli­ni tutarak ateşe uzattırdı. O da ateşi kaldırıp dilinin üzerine koydu. İşte dilin­deki düğüm bundan oluşmuştu. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XVI, 199-200)