Aralık 15, 2024

Salat-ı Münciye Duası

ile Admin

Salat-ı Münciye Duası (Salaten Tüncina) Türkçe Okunuşu

Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ inneke a’lâ’d-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât birahmetike yâ Erhame’r-Rahimîn. Hasbunellahu ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr.

“Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ’ya salât eyle. Öyle bir salât ki; o salât vesîlesiyle bizi bütün korku ve âfetler-den kurtar, bütün ihtiyaçlarımızı gider, bizi bütün günahlardan temizle, bizi derecelerin en yücesine yükselt ve onun vesîlesiyle bizi, hayâtta ve ölümden sonra bütün hayırların en son noktasına ulaştır. Şüphesiz sen her şeye kâdirsin.”

Salât-ı münciye duasının dinî dayanağı nedir?

“Salât-ı Münciye” ve “Salât-ı Tefrîciye” duaları, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sözlü veya yazılı olarak naklettiği dualar arasında değildir. Bunlar, İslam geleneğinde, Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygambere (s.a.s.) salât-ü selâm getirilmesini emrettiği ayetlerin esinlenmesiyle daha sonraları oluşturulan salât-ü selâm türü dualardır.

Dualar Allah’a sunulmadan önce, önce Allah’a hamd ve şükürler getirilmeli, ardından Hz. Peygamber’e salât ve selam okunmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.), bir kişinin dua ederken ona salât ve selam getirmediğini gördüğünde “Bu kişi acele etti.” demiş ve daha sonra şu şekilde buyurmuştur: “Biriniz dua ettiğinde, önce Allah’a hamd ve şükürler getirerek başlasın, ardından Allah’ın Peygamberine salât okusun, sonra da isteklerini dile getirsin.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 23)

Salavât, Hz. Peygamber için Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olmasını dilemek için okunan dualara denir. Salavât duaları genellikle “Allahümme salli…” ifadesiyle başlar. Bu dualarda Hz. Peygambere salât ve selam getirilerek dünyevi ve uhrevi istekler Allah’a arz edilir. Bu nedenle, belirli bir sayıda okunmasının dinen bir zorunluluk olduğu inancına kapılmadan ve namaz sonrasında rutin hale getirilmeden, bu salavât/dualar her zaman okunabilir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, “Salât-ı Münciye” ve “Salât-ı Tefrîciye” gibi duaların Hz. Peygamber’den (s.a.s.) gelen nakiller arasında olmadığı, ancak İslam geleneğinde salât-ü selâm getirmeyi teşvik eden ayetlerden esinlenerek sonradan oluşturulduğu bilinmektedir.